Önyargı Nedir?

Önyargı neden olur? Önyargının sebepleri nelerdir? Önyargı nasıl tedavi edilir? Çok fazla önyargılıyım ne yapabilirim?

Önyargı, bir kişi veya bir konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan önceden belirlenmiş bir değerlendirme veya görüş oluşturma eylemini ifade eder. Bu kelime, "bilinmeyene" dayanan bir kökten gelir. Önyargı, inançlarını, davranışlarını ve duygularını etkiler; yani bir tutumdur. 

Kendinizi bir sosyal grup içinde hayal edin. Muhtemelen, insanları beden dili, yüz ifadeleri, ses tonları veya konuştukları konular gibi belirli özelliklere göre sınıflandırma eğiliminde olursunuz. Çok gülümseyenleri samimi, daha sakin olanları ise soğuk ve çekingen olarak algılarsınız. Eğer iletişim kurmak isterseniz, muhtemelen daha gülümseyen insanlara yönelirsiniz. Bu düşünce ve davranışlar topluca önyargıyı oluşturur. 

Önyargılar, zaman zaman yaşam dengeleri için belirleyici olabilir. Örneğin, bir iş mülakatındaki ilk izlenim veya flört için ilk buluşma, birçok önemli kararı içinde barındırır. İş mülakatlarında, beden dilimiz, yüz ifadelerimiz ve iletişim tarzımız, işverenler için önemli ipuçları taşır. Bir iş adayının aranan sosyal becerilere sahip olup olmadığına dair ilk izlenimle karar verilir. 

Stereotip Nedir?

Stereotip veya kalıp yargılar, olumsuz inançların bir araya gelmesiyle oluşan tüm inançları ifade eder. Genellemelerden ortaya çıkan en yaygın örnek, "Erkekler ağlamaz" gibi ifadelerdir. "Yaşlı insanlar teknolojiden anlamaz" gibi cümleler, sahip olduğumuz stereotipleri ve önyargılarımızı gözler önüne serer.

 Bir diğer yaygın örnek ise burçlardır. Burçlar, Güneş'in doğum anındaki konumunu ifade eden göksel bir alanı temsil eder. İnsanlar doğum tarihlerine göre hangi burca ait olduklarını öğrenirler. Bu bilgilere dayanarak, insanlar genellikle romantik ilişkilerini yönlendirirler. Ancak, bir kişinin doğum tarihi ile kişilik özellikleri arasında bilimsel bir bağlantı bulunmamaktadır. 

İnsanlar doğası gereği bilgiyi işlemek ve kullanmak için kategorize etme eğilimindedir. Bu kategorizasyon, genelleme eğilimini beraberinde getirir. Örneğin, dört ayaklı ve kuyruklu her hayvana "kedi" diyebiliriz. Bu tür genellemeler, birçok sosyal durumu, doğal olguyu ve insan ilişkilerini kalıp yargılarla zihnimizde saklamamıza neden olur.

Bu kalıp yargılar arttıkça ve derinleştikçe, önyargılara yol açacak kapılar aralanır. İnsanın evrimsel geçmişi ve sosyal psikoloji, iç ve dış grup bileşenlerinin bu kalıp yargılar için uygun bir zemin oluşturmasına katkıda bulunur. İnsanlar, kendilerini ait hissettikleri gruplar ile "öteki" olarak tanımladıkları gruplar arasında ayrım yaparlar. Bu tanımlamalar, önyargıların ve stereotiplerin beslendiği alanlardır.

Günlük hayatta, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde birçok önyargıya göre hareket ederiz. Bu davranışlarımız agresifleştiğinde, ayrımcılık ortaya çıkar. Yargılarımız, kalıplaşmış düşüncelerimiz ve genellemelerimiz hayatın bir parçasıdır, ancak işlevsiz hale geldiğinde kendimize ve çevremize zarar verebilirler.

Önyargının Kökeni: İnsanın İçsel Yolculuğu

Önyargı, insan doğasının derinliklerinden beslenen bir olgudur. Spitz'e göre, yaşamın erken dönemlerindeki yabancı korkusu, ilk ön yargı izlerini taşır. Bu, insanın deneyimlediği ilk karşılaşmalardan biridir. 

Ancak, önyargının kökleri daha eski zamanlara dayanır. İnsanlık avcı-toplayıcı dönemlerinde, hayatta kalabilmek için belirli kalıp yargılar geliştirmek zorundaydı. Hangi canlının faydalı, hangisinin zararlı olduğunu anlamak hayati öneme sahipti. Bu dönemde, iç gruplar ve dış gruplar arasında ayrım yapma ihtiyacı da ortaya çıktı.

Önyargının negatif yönünü stereotip adını verdiğimiz olumsuz inançlar oluştururken, ayrımcılık ise olumsuz davranışlarla karakterize edilir. Örneğin, cinsiyet, ırk, din ve statü gibi faktörlere dayalı ayrımcılık yaygın bir sorundur.

İnsanların mağaralarda yaşadığı taş devri döneminde, cinsiyet ayrımcılığının izlerine rastlarız. Bu dönemde kadınlar genellikle yavrulara bakım verirken, erkekler avcılıkla uğraşıyordu.

Ancak, önyargı sadece olumsuz inançları içermez. Bazı durumlarda, olumlu önyargılar da olabilir. Örneğin, bir doktora karşı duyulan güven gibi. Ayrıca, tüm önyargılar zararlı veya işlevsiz değildir. Zararlı olduğu düşünülen bir stereotipten kaçınmak bazen doğru bir karar olabilir.

Önyargılar bazen farkında olmadan da kendini gösterebilir. Örtük önyargılar, siyah rengin kötülüğü çağrıştırması gibi algılarla kendini gösterebilir. Bu tür ön yargılar dirençlidir, ancak değiştirilmeleri mümkündür.

Önyargılar, kültürel, cinsiyet temelli, bilişsel ve diğer çeşitli formlarda ortaya çıkabilir. Örneğin, ırkçılık gibi kültürel önyargılar oldukça yaygındır.

Önyargıdan kaçınmanın yolu içgörü ve farkındalıktan geçer. Kendimizi gözlemleyerek hangi ön yargılara sahip olduğumuzu anlamak önemlidir. Eğer birinin sosyal statüsüne dayalı olarak ön yargılı olduğumuzu fark edersek, bu duyguların kaynağını anlamak önemlidir.

Sonuç olarak, önyargılar hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır ve bazı durumlarda işlevsel olabilirler. Ancak, önemli olan, işlevsiz olanlardan kaçınarak gerçekliği daha iyi anlayabilmektir.

Online terapi süreçleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz. https://www.saglikla.com.tr/iletisim 

Psk. Sabiha Gökçen Saygılı